Türk siyasi tarihine altın harflerle geçen ilkeli siyasetin nasıl yapılacağı, Milliyetçi Hareket ve onun Genel Başkanı tarafından bir kez daha ortaya konulmuştur.

MHP seçim akşamından beri, hatta daha öncesinden kartlarını açık oynamıştır. AKP’ye kızıyoruz ama HDP’ye AKP’den daha çok kızıyoruz. Onunla hiçbir şekilde aynı tarafta olamayız diye açıklamıştı. 7 Hazirandan beri pozisyonu belli olan bir partiden bu pozisyonun dışında bir tutum almasını bekleyemezsiniz.

MHP’nin Meclis başkan adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu, vaktiyle CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı değil miydi?

Peki, CHP neden MHP ile anlaşarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu meclis başkanı seçtirmeyi düşünmedi. Daha ortada hiç bir şey yok iken Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşerek şüpheleri üzerine çeken bir ismi aday olarak belirlemiştir. Neden demokrasi havarisi kılığında bölücü terör örgütü temsilcilerinin ayak oyunları taktiklerinden medet ummuştur.

 MHP son tura kadar kendi adayını destekleyerek kendi oyunu korumuştur. Belirleyici tura gelindiğinde oy kullanmayarak her iki tarafı pislik olan değneğe bulaşmamıştır.

MHP ilk günkü tavrını koruyarak PKK partisi olarak gördüğü HDP ile birlikte Deniz Baykal’a  destek vermemiştir. Böyle olunca da şimdi MHP, AKP’nin koltuk değneği oldu deniliyor. Tersi olduğunda da “MHP, PKK ile işbirliği yaptı Deniz Baykal’ı seçtirdi” şekline dönüşecekti.

MHP, dik durarak Ülkücünün Şerefini korudu olay bu kadar basit.