Toplumsal Kanaat nedir?
Aslında bu sorunun cevabı mevcut siyasetin şu an geldiği durumu özetlemeye yetiyor da artıyor bile…

Toplumsal kanaat; farklı iki yapının toplum önünde ortaya koyabildiği düşüncelerini, tezlerini, projelerini toplumun önünde tartışıp, çatıştırdıktan sonra insanların zihninde kalan neticedir. Siyasetin hala kavrayamadığı durum şu; halk birebir benzeyen başka bir zıt kutbu asla kabullenmez. Halkın önüne koyulması gereken done toplumsal vicdandır.

Çünkü hiç kimse vicdanından kaçamaz. Yürünen yol o kadar belliyken ve halkın önüne koyulmuşken kazananı ve kaybedeni tahmin etmek aslında hiç de zor değildir. Buna da feraset diyoruz işte…

Müneccimliğe hiç gerek yok. Aslında kural ve kaide o kadar belli ki olaylar doğru okunduğunda netice zaten ortaya çıkıyor.

Küçük bir hikaye ile anlatayım…

Yaya, yolda rastladığı yaşlıya dağ arkasındaki köye kaç saatte varabileceğini sorar,  ancak yaşlıdan cevap alamaz. Bir miktar ilerleyen yolcunun arkasından yaşlı adam, “Üç saatte varırsın evladım” diye bağırır. Yaya, niçin az önce cevap vermeyip arkasından bağırdığını sorunca yaşlı adam, “Yürüyüşünü ancak gördüm evladım” der.

Yani bir kanaate varmak için yürünen yolun görünmesi yeterlidir.

***********************

Seçim dediğimiz olay toplumsal aklın sandığa yansımasıdır. Daha önce defalarca tecrübe edilmiş olmasına rağmen yanlış yollarda yürümeye ısrar ederek toplum vicdanına etki edeceğini zannetmek aymazlıktır. Ya da bu kadarı bana yeter demektir. Olduğu kadarına razı olmaktır.

Türk milleti her zaman devlet söz konusu olduğunda işin ekonomik tarafını ikinci plana atmıştır. Bunu bilmeden siyaset yapmak, halkı etkileyebilmek, halktan olumlu dönüş almak neredeyse imkansızdır. Halkın karşı çıktığı siyasi birlikteliklerle, kararsız kalınmış ittifaklarla,oturanlarla-kalkanlarla Türk milletinin sağ duyusunu kazanamazsınız. Birlik ruhudur bizim insanımızı etkileyen. Buna en güzel örnekse Çanakkale’dir.

Bizim insanımızın yıkılmaz kaleleri vardır. Asla konusu dahi edilmemesi gereken, konuşanın ise büyük bir tepkiyle karşılaşacağı yıkılmaz kaleler…

Anlaşılamayan şey şudur; Türk milleti seçime siyasilerin baktığı yönüyle asla bakmaz. Seçimde geçer gider, seçime girenlerde, seçilenler de… Baki olan devlettir. Sizin bu coğrafya üzerindeki projelerinize, düşündüklerinize,duruşunuza bakar Türk milleti. Kiminle yan yana yol yürüdüğünüze bakar. Samimi misiniz, değil misiniz ona bakar.

Vel hasıl-ı kelam;

Siz bu milletin önüne bütünleştirici değil de ayrıştırmaya yönelik bir siyasi duruş koyarsanız, Türk insanının genlerine kodlanmış Anadolu irfanı bunu reddeder. Unutmayalım ki bu zorlu coğrafyayı bölenler değil bütünleştirenler yönetir. Kazanmak isteyen ise önce Anadolu insanının gönlünü fethetmelidir.

Nasıl mı? Önce hayallerimizi özgürleştirerek…
Sonra bunları samimiyetle, riyasız, çıkarsız, büyük bir özgüvenle milletimize anlatarak bir arada olmaktan, bir olmaktan çekinmeden…

Sağlıkla kalın...